GOTİK YAZIYA TÜRK (RUNİK) YAZISININ ETKİLERİ
Bu gün, 09:34
Doç.Dr. İsmail DOĞAN
Öncelikle Türk (Runik) yazısı hakkında bildiklerimiz bir hatırlayalım. ‘Sır, giz, esrar’ anlamına gelen Runik kelimesi okur yazar insanların çok az olduğu dönemlerde eski İskandinav alfabesini ifade etmektedir.
İskandinav sahası üzerine yapılan Araştırmaların Türkoloji çalışmalarından önce başlaması sebebiyle ilmî terminolojide yerini almıştır. 1800’lü yıllarda Göktürk işaretli yazılarla karşılaşan ilim âlemi, benzerlikleri sebebiyle bu yazı sistemini de Runik yazı olarak adlandırmıştır. — Timur Akbayrak ve Burak Özbek ile birlikte.
Önceleri bu tür eserleri İskandinav yazı sistemine göre okuma denemeleri de yapılmıştır. İskandinav yazı sistemiyle olan benzerliği sebebiyle bazı ilim adamlarınca Göktürk yazısının kaynağı olarak İskandinav yazısı olduğu düşünülmüştür.
Bugün bu yazının Türk kaynaklı olduğu özellikle Ahmet Cevat Emre’nin yayınından sonra çoğunlukla kabul görmüştür.
Türk yazısı bölgede Ermeni yazısının gelişiminde de etkili olmuştur. Bu konuda Kafesoğlu ve Kırzıoğlu’nun çalışmaları da bulunmaktadır. Hatta Kırzıoğlu, Ermeni Alfabesindeki ‘B’, ‘E’,‘İ’, ‘DZ’, ‘K’, ‘N’, ‘Ç’, ‘R’, ‘V’, ‘NG’ gibi harflerin Türk oyma yazısından alındığını ifade eder.Benzeri tesiri Gürcü yazısının gelişiminde de görürüz.
Gotlar, bugünkü Alman halkını oluşturan etnik unsurlardan biridir ve İskandinavya'nın Gotland bölgesinde oturan bir Cermen kavmi olarak bilinmeleridir. Got kültüründen Türk’e doğru etkiler olduğu gibi Türk kültüründen de Got’a yönelik etkiler de bulunmaktadır. Bu etkileşme içerisinde özellikle Türk (Runik) yazısının doğrudan alınıp fonetik tercihler ve bazı değişiklikler yapılarak kullanılan, günümüzde Futhark yazısı olarak bilinen yazının kullanımı dikkat çeker.
Almanca sagen ‘söylemek’ (* sög › sagen), bogen ‘eğiliş’ (* bogun › bogen) gibi muhtemelen Hun-Got münasebetleri zamanında verilen benzeri kelimeleri de dikkatinize sunarız.
Romanya’nın Transilvanya bölgesinde Braşov şehrinde bulunan Kara Kilisenin giriş kapısının dış tarafında üst kısımda tespit ettiğimiz bu soy damgaları şüphe götürmez bir şekilde Türk (Runik) soy damgalarıdır. Bu durum bize ya Alman usta olarak bilinen taş ustalarının Gotlar içinde yaşayagelmiş ve atadan kalma soy damgasını bilen Hun bakiyesi ya da Gotlar içinde kalan Kuman taş ustalarının oldukları fikrini düşündürmektedir. Tabii, Gotlara yine Türkler tarafından taş ustalığının öğretildiği ve bu damgaların da bir gelenek olarak sürdürüldüğü düşünebiliriz. Bu durum Türk (Runik) yazısı ya da işaretlerinin Gotlar tarafından bilinip kullanıldığını göstermektedir.
Yazının kaligrafik gelişimine dikkat ettiğimizde, Gotik yazıdaki Türk Yazısı tesirinin, Türk yazısının bir versiyonu kabul ettiğimiz Futhark yazısı üzerinden etkilendiği anlaşılmaktadır.
Türk yazısının daha çok Kafkas versiyonunda kullanılan işaret ve ses değerlerinin esas alındığı görülmektedir.
Tarih içerisinde birlikte yaşanılan coğrafyanın göstergesi olarak, Türk (Runik) yazısının Gotik yazı üzerinde etkisinin hem Futhark hem Kafkas versiyonlarının kullanılması ile de görülmektedir.
Bunların dışında bir başka dikkat çekici unsur ise Gotik yazıda kullanılan Türk yazı
sisteminin imlası ile ilgilidir. Türk yazısında kelime bitimini gösteren ayraç olarak üst üste iki nokta kullanımıdır. Bunun en güzel örneğini İstanbul’daki ‘Alman Çeşmesi’ olarak bilinen çeşmenin kitabesinde görürüz.
Bugün Avrupa’nın asli ve medeni halkı sayılan Almanların etnik yapısındaki Got unsurun Türk medeniyetinden etkilendiği alfabe yönünden de görülmektedir.
B.Tarhan
Hepsi : http://www.orhondan21yuzyila.hacettepe.edu.tr/
Ayrıca:
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/28/176.pdf
http://on.fb.me/1NHqDlQ
http://on.fb.me/1RLIVGt