28 Ekim 1943 tarihin de Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehri limanında yaptığı iddia edilen deneydir. İddia ya göre donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE173 sınıfı 1240 Grostonluk USS Eldridge birkaç dakika içerisinde 600 km’ den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir.
Deneyin varlığı konusunda hiçbir delil bulunmamaktadır. Ayrıca Amerikan donanması da böyle bir deneyin kayıtlarda var olmadığını belirtmiştir. Işınlanan Gemi – Philadelphia Deneyi
PROJECT RAINBOW
Bu deneyin resmi ve bilimsel adı “ Project Rainbow “ ( Gökkuşağı Projesi ) idi. Gökkuşağı projesi, iddialara göre II. Dünya savaşı devam ederken küçük destroyer tipi bir savaş gemisinin başından geçti. Olayın yaşandığı yer ise Philadelphia Deniz Üssü idi. Amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktı.
Bu projedeki esas amaç ise düşman radarlarına yakalanmadan istenilen konuma hızlı bir şekilde gemi göndermek idi. Bilimsel tanımı “optikal görünmezlik” diye isimlendirilen bu sistemde özel bir mekanizma veya jeneratörlerle oluşturulan çok güçlü bir manyetik kalkanın, önce gemiyi sarması sonra da ışınları veya radar dalgalarını bükerek veya kırarak gemiye görünmez hale getirmesi hedeflenmişti.
Bu projede Albert Einstein, Dr. Johnvon Neumann ve Dr. Nikola Tesla gibi önemli isimler de zaman zaman yer almıştır. Deneyin temelinde ise Albert Einstein’ in Birleşik Alan Teorisi yer almaktadır. Teoriye göre maddeye yüksek değer de manyetik rezonans uygulanırsa zaman boyut kırılmasına geçer.
Ayrıca bu deney kitaplara konu olup. Konu ile alakalı filmler çekilmiştir.
( A’ dan Z’ ye Phi Deneyi / Yazar: Andrew Hochheimer & Rick Andersen Sayfa: 290 Proje Adı: Rainbow Project)
Olaylar 1943 yılı Haziran ayında başladı. Geminin ön top taretleri altına 2 adet devasa boyutlarda jeneratör monte edildiği iddia ediliyor. Buradan geminin güvertesine 4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi güverteye monte edilmiş. 3000 adet güç arttırıcı tüp, 2 jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı. Özel senkronizasyon ve modülasyon devreleri ile diğer ekipman oluşan kütlesel elektromanyetik alanları indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi düşman gözleri için görünmez olacaktı.
Deney 22 Haziran 1943’te sabah saat 09.00 sularında jeneratörlere güç verilerek başlatıldı. Manyetik alan oluşuyordu, sonra yeşilimsi bir sis gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge gözden kaybolmaya başladı.

Olay yerindeki bir görgü tanığının ağzından çıkan cümleler:
• Bir an geminin sadece çapasını görebildim. Sonra oda kayboldu, orta da artık ne sis ne de USS Eldridge vardı. Bomboş denize bakıyorduk. Üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyecan içerisinde nefeslerini tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı.
• Gemi ve mürettebatı radar da hem de gözlerimizin önünden kayboldu. Her şey planlandığı gibi yürüyordu 15 dakika sonra emir verildi ve jeneratörlerin şalteri kapatıldı. Önce hiç bir şey olmadı arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı. USS Eldridge yeniden görünmeye başladı.
• Sis azalırken, bir şeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. Hemen gemiye yanaştık, ilk önce mürettebatın çoğunun geminin küpeştelerinden sarkıp kustuklarını gördük. Diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı. Hiç birinin bilinci yerinde değil gibiydi.
Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerine hazır bekletilen yeni bir mürettebat aldılar. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi.
Gemi istenilen radar görünmezliğine ulaşmıştı. Donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943 deney yine aynı gemide tekrarlandı.
Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı. Sadece baş üstü ve kıç üstü gözüküyor, arada bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su üzerin de tekne boyunda bir çizgi kaldı.
Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o çizgide yok oldu. Şimdi o kocaman gemi tamamı ile yok olmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce uzakta Norfolk’ta görüldüğü rapor edildi. Göründükten kısa bir süre sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia’ da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddi ve mürettebatın başı beladaydı.
Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmediler. Bu olayın en korkunç bölümü ise beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yeniden katılaşan metal levhaların içinde kalmalarıydı. Denizcilerin bazıları kurtuldu fakat bir daha eski haline dönemedi.
Çoğu asker aklını tamamen yitirmişti ama onlar için elden hiç bir şey gelmiyordu. Mürettebattan bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti. İçlerinde sokakta yürürken bir anda kaybolan ve yine ortaya çıkan insanlarda vardı.
Merih Tan
TEREF