Vatan Şairi Nazım Hikmet, “Kuvayi Milliye Destanı” adını verdiği destansı şiirini şöyle bitiri

Bu gün, 09:04           
Vatan Şairi Nazım Hikmet, “Kuvayi Milliye Destanı” adını verdiği destansı şiirini şöyle bitiri
Vatan Şairi Nazım Hikmet, “Kuvayi Milliye Destanı” adını verdiği destansı şiirini şöyle bitirir:
“Sonra, düşman ordusu Kuvayi külliyesini ihata ettik.
Aslıhanlar civarında 30 Ağustos’a kadar.
Sonra, 30 Ağustos’ta düşman Kuvayi külliyesi imha ve esir olundu.
Esirler arasında General Trikopis Alaturka sopa yemiş bir temiz ve sırmaları kopuk Frenk uşağı...
Yaralı bir düşman ölüsüne takıldı Nurettin Eşfak’ın ayağı.
Nurettin dedi ki “Teselyalı Çoban Mihail, seni biz değil, buraya gönderenler öldürdü seni...”
Sonra, 31 Ağustos günü ordularımız İzmir’e doğru yürürken serseri bir kurşunla vurulan Deli Erzurumluydu.
Devrildi.
Kürek kemikleri altında toprağı duydu.
Baktı yukarı, baktı karşıya.
Gözler hayretle yandılar: Önünde, sırtüstü, yan yana yatan postalları her seferkinden kocamandılar.
Ve bu postallar daha bir hayli zaman
üzerlerinden atlayıp geçen arkadaşların arkasından seyredip güneşli gökyüzünü
ihtiyar bir muhacir karısını düşündüler.
Sonra, sarsılıp ayrıldılar birbirlerinden ve Deli Erzurumlu ölürken kederinden
yüzlerini toprağa döndüler...
Solda, ilerdeydi Ali Onbaşı.
Kan içindeydi yüzü gözü.
Bir süvari takımı geçti yanından dörtnala.
Kaçanı kovalamıyordu yalnız
Ulaşmak da istiyordu bir yerlere ve sadece kahretmiyor yaratıyordu da.
Ve kılıçların, nalların, ellerin ve gözlerin pırıltısı
Artarda çakan aydınlık bir bütündü.
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü ve şu türküyü duydu:
“Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...”
Sonra.
Sonra, 9 Eylül’de İzmir’e girdik
ve Kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı içinden gelip
öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya,
Güneyden Kuzeye,
Doğudan Batıya,
Türk halkıyla beraber
seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz’i.”
Merih Tan
TEREF












Teref.az © 2015
TEREF - XOCANIN BLOQU günün siyasi və sosial hadisələrinə münasibət bildirən bir şəxsi BLOQDUR. Heç bir MEDİA statusuna və jurnalist hüquqlarına iddialı olmayan ictimai fəal olaraq hadisələrə şəxsi münasibətimizi bildirərərkən, sosial media məlumatlarındanda istifadə edirik! Nurəddin Xoca
Məlumat internet səhifələrində istifadə edildikdə müvafiq keçidin qoyulması mütləqdir.
E-mail: n_alp@mail.ru