Anadolu’nun Renkleri, Oğuz Boylarının İzleri
Bu gün, 12:54

Tahtacı, Çepni, Abdal, Sıraç, Bektaşi, Türkmen, Türk ve Kızılbaş Kimliği Üzerine Bir İnceleme
Giriş
Anadolu’nun tarihî ve kültürel mozaiği, Oğuz boylarının göçleriyle şekillenmiştir. Bu göçlerle birlikte farklı bölgelerde farklı adlandırmalar ortaya çıkmış; Ege’de Tahtacı, Marmara’da Çepni, Nevşehir’de Abdal, Tokat’ta Sıraç, Trakya’da Bektaşi, Akdeniz’de Türkmen, Diyarbakır’da Türk, Doğu’da Kızılbaş adlarıyla tanımlanan topluluklar, aslında aynı büyük soyun şerefli üyeleri olmuştur. Onların dili, şiiri, deyişi ve semahı Türkçe ile yoğrulmuştur.
Oğuz Boylarının Coğrafyaya Dağılımı
Oğuzların Anadolu’ya yayılışı XIII. yüzyıldan itibaren hız kazanmış, Moğol istilaları ve Türkmen göçleriyle birlikte farklı boylar çeşitli bölgelere yerleşmiştir .
• Tahtacılar (Ege): Orman kültürünü merkez alan bir yaşam biçimi sürdürmüş, Alevî-Bektaşî gelenekle birleşen doğa inançlarını korumuşlardır .
• Çepniler (Marmara ve Karadeniz): Selçuklu ve Osmanlı ordularında öncü bir rol üstlenmiş, Karadeniz’in Türkleşmesinde başat güç olmuşlardır .
• Abdallar (Nevşehir ve İç Anadolu): Gezgin müzisyen-derviş kimlikleriyle tanınmış, “Abdalan-ı Rum” geleneğini yaşatmışlardır .
• Sıraçlar (Tokat ve çevresi): İçrek yapıları ve cem erkânına bağlılıklarıyla dikkat çekmiş, Zazaca-Türkçe harmanı bir kültür üretmişlerdir .
• Bektaşiler (Trakya): Hacı Bektaş Veli yolunu Balkanlara taşımış, Müslüman-Hristiyan toplulukları arasında köprü rolü üstlenmiştir .
• Türkmenler (Akdeniz): Konar-göçer kültür ile yerleşik tarımı harmanlamış, Toroslar’da kimliklerini muhafaza etmişlerdir .
• Türk adıyla anılan topluluklar (Diyarbakır): Osmanlı tahrir defterlerinde “Etrak” olarak kaydedilmiş, milli kimliğin adını taşımışlardır .
• Kızılbaşlar (Doğu Anadolu): XVI. yüzyılda Safevî etkisiyle belirginleşen bu topluluk, inançları ve direniş kültürleriyle Anadolu tarihinde iz bırakmıştır .
Ortak Payda: Türkçe’nin Birleştirici Gücü
Bu farklı adlandırmalara rağmen toplulukları bir araya getiren Türkçe olmuştur.
• Şiirler: Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Nesimî, Kaygusuz Abdal gibi ozanların dili daima Türkçe’dir .
• Deyişler: Cemlerde söylenen nefeslerin çoğu Türkçe kalıplarla aktarılmıştır.
• Semahlar: Hareketli ve sözlü formlarıyla Türkçe ritimlere oturmuştur.
Bu gerçek, Türkçenin yalnızca iletişim dili değil; inancın, irfanın ve kültürel kimliğin özü olduğunu gösterir.
Büyük Türk Ailesinin Şerefli Üyeleri
Tahtacı, Çepni, Abdal, Sıraç, Bektaşi, Türkmen, Türk ve Kızılbaş toplulukları arasında ayrım koymak, onları birbirine rakip görmek tarihî hakikate aykırıdır. Onlar, farklı coğrafyalarda farklı isimlerle anılsalar da aynı Oğuz-Türkmen kökünden gelirler. Dolayısıyla hepsi, büyük Türk ailesinin onurlu parçalarıdır.
Sonuç
Anadolu’nun kültürel çeşitliliği, aslında tek bir kökten dallanan bir ağaç gibidir. Farklı dalların adları değişse de kök birdir: Oğuz-Türkmen soyu ve Türkçe irfanı. Bu bağlamda Anadolu Alevîliği, Bektaşîliği ve Türkmen kültürü, yalnızca inanç sistemi değil; aynı zamanda Türk kimliğinin en güçlü taşıyıcısıdır.
Mehmet Özgür Ersan Abdal Yesari
Kaynakça
1. Köprülü, M. F. (2004). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Diyanet Yay.
2. Eröz, M. (1990). Türkiye’de Alevîlik-Bektaşîlik. Ankara.
3. Gündüz, T. (2012). Anadolu’da Çepniler ve Tarihî Rolü. İstanbul.
4. Mélikoff, I. (1998). Uyur İdik Uyardılar: Alevîlik-Bektaşîlik Araştırmaları. İstanbul.
5. Yaman, A. (2006). Sıraçlar ve İnanç Dünyaları. Tokat.
6. Ocak, A. Y. (1996). Bektaşî Menâkıbnâmelerinde İslâm Öncesi İnanç Motifleri. Ankara.
7. İnalcık, H. (1993). Osmanlı’da Konar-Göçerler. Ankara.
8. Köprülü, M. F. (2005). Anadolu’da İslamiyet. İstanbul.
9. Soileau, M. (2014). Historical Dictionary of the Alevis. London.
10. Ocak, A. Y. (1996). Babailer İsyanı. Ankara.
Mehmet Özgür Ersan
TEREF